Soğuğun ve karanlığın kış ayları boyunca hüküm sürdüğü kuzeyde, özellikle Finlandiya, Norveç gibi Baltık ülkelerinde, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, aylarca sürmüş olan karanlık sona erer. Oldukça kısa sürecek olan bu yaz mevsiminde, güneş donmuş toprakları eritir, doğanın ve tüm canlılığın yeşerebilmesine olanak tanır. Bu soğuk toprakların yaşam döngüsünü sağlayan güneşin gücü, bir başka harikuladelik daha yaratır gökyüzünde. Gezegenin yalnızca kutup bölgelerinde yaşanan bir atmosferik şölendir bu: Aurora Borealis… Ya da Kuzey Işıkları’nın olağanüstü dans gösterisi… Gökyüzündeki bu inanılmaz renk ve ışık gösterisini seyredebilenler, asla unutulmayacak bir deneyimi yaşamış olduklarını daha o anda fark ederler.
Güneşteki fırtınaların sebep olduğu manyetik akımlar dünyanın kutup bölgelerinde sıra dışı ışık gösterilerine neden oluyor. Kuzey kutup dairesi çevresinde, özellikle Baltık ülkelerinde görülen bu ışık şöleni, Aurora Borealis olarak adlandırılıyor. Romalıların şafak tanrıçası Aurora’nın adıyla Latince’de Kuzey rüzgarı anlamına gelen Boreas sözcüklerinin birleşimiyle anılan ve gerçekten de bir tanrıçanın güzelliği kadar etkileyici olan bu doğa olayına tanıklık edebilmek için binlerce kilometre yol kat eden insanlar, her yıl belli mevsimlerde kuzey ülkelerinde toplanıyor. Aynı olay Güney Kutbu’nda da yaşanıyor ve Aurora Australis (Güney Işıkları) olarak biliniyor.
Soğuğun ve karanlığın kış ayları boyunca hüküm sürdüğü kuzeyde, özellikle Finlandiya, Norveç gibi Baltık ülkelerinde, yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, aylarca sürmüş olan karanlık sona erer. Oldukça kısa sürecek olan bu yaz mevsiminde, güneş donmuş toprakları eritir, doğanın ve tüm canlılığın yeşerebilmesine olanak tanır. Bu soğuk toprakların yaşam döngüsünü sağlayan güneşin gücü, bir başka harikuladelik daha yaratır gökyüzünde. Gezegenin yalnızca kutup bölgelerinde yaşanan bir atmosferik şölendir bu: Aurora Borealis… Ya da Kuzey Işıkları’nın olağanüstü dans gösterisi… Gökyüzündeki bu inanılmaz renk ve ışık gösterisini seyredebilenler, asla unutulmayacak bir deneyimi yaşamış olduklarını daha o anda fark ederler.
Güneşteki fırtınaların sebep olduğu manyetik akımlar dünyanın kutup bölgelerinde sıra dışı ışık gösterilerine neden oluyor. Kuzey kutup dairesi çevresinde, özellikle Baltık ülkelerinde görülen bu ışık şöleni, Aurora Borealis olarak adlandırılıyor. Romalıların şafak tanrıçası Aurora’nın adıyla Latince’de Kuzey rüzgarı anlamına gelen Boreas sözcüklerinin birleşimiyle anılan ve gerçekten de bir tanrıçanın güzelliği kadar etkileyici olan bu doğa olayına tanıklık edebilmek için binlerce kilometre yol kat eden insanlar, her yıl belli mevsimlerde kuzey ülkelerinde toplanıyor. Aynı olay Güney Kutbu’nda da yaşanıyor ve Aurora Australis (Güney Işıkları) olarak biliniyor.
Auroralar, güneşteki aktivitelerle bağlantılı olduğu için, güneşteki fırtınaların yoğunlaştığı zamanlarda daha güney bölgelerden de görülebilirler. Her 11 yılda döngüsel olarak yaşanan bu manyetik fırtınalar, güneşte çok büyük patlamalara yol açar ve milyarlarca ton plazma ve yüklü partikülü uzaya saçar. Son olarak 2001 ve 2002 yıllarında gerçekleşen bu döngü sayesinde auroralar daha sık ve daha geniş bir bölgede görüldü.
Dünyanın manyetik kutupları yaklaşık her 100.000 yılda bir yer değiştiriyor. Yaklaşık olarak 100 yıl süren bu değişim esnasında dünyanın manyetik alanı yüzde 90 oranında azalır. Yani dünya manyetik zırhını yitirir. Bilim adamları, sıradaki kutup değişiminin çok yakın olduğunu öngörüyor. Kutupların yer değiştirmesi sırasında dünyanın çeşitli yerlerinde sayısı 10’u bulan, zayıf manyetik kutuplar ortaya çıkacağını ve Kuzey Işıkları’nın dünyanın pek çok yerinde görülebileceği ihtimalini de göz önünde tutarsak; gelecekte “Kuzey Işıkları”nın Türkiye semalarında bile görüleceğini umut edebiliriz.
Doğanın bu gizemli gösterisi, Baltık ülkelerinin mitolojisinde de önemli bir yer tutuyor. Bazı efsanelerde, “başka bir boyuttaki iyi ve kötü ruhlar” olarak nitelendirilen ışıklar, bazılarında ise “ateşten yapılmış tilkilerin kuyruklarına ait kıvılcımlar” olarak tasvir edilir. Fakat belki de bunlar arasında en ilginci, savaşçı tanrıçalar Valkyrior’ların zırhlarının ve kılıçlarının parıltısı olarak betimlenmesidir bu esrarengiz ışıkların.
Elbette, hiç kimsenin reddetmeyeceği gerçek, bu sıra dışı ışıkların inanılmaz bir görsel şölen yarattığı. Şansı olup da bu doğa harikası olayı yerinde seyredebilenlerin, evreni ve sonsuzluğu bir kez daha tüm güzelliği ve ihtişamıyla hissetmeleri mümkün.
Nasıl oluşuyor?
1- Güneşte manyetik patlamalar solar rüzgarlar yaratır.
2- Solar rüzgarların taşıdığı
elektronlar dünyanın manyetik alanına ulaşır.
3- Elektronlar atmosferdeki oksijen ve nitrojen atomlarıyla çarpışarak
aurorayı meydana getirir.
Kaynak: http://www.marslogistics.com/logilife/