Depresyon yaşam boyu görülme sıklığıyla en çok rastlanılan psikiyatrik bozukluklardan birisidir. Yaklaşık olarak her 5 kişiden biri hayatın bir döneminde klinik açıdan tedavi gerektiren bir hastalık olarak depresyona yakalanır. Bu bozukluğa yakalanan bir hastaya adından da anlaşılacağı gibi depresyon karşıtı yani antidepresan olarak adlandırılan ilaçlar psikiyatri hekimleri tarafından reçete edilir. Depresyon sürecinde hastanın beyninde azalan maddelerin (noradrenalin, seratonin ve dopamin) artırımı için antidepresan ilaçlar kullanılır.
Antidepresan ilaçlar beyinde bulunan bu maddelerin dengesini sağlayarak hastanın depresyon sürecinden kurtulmasına yardımcı olur. Bu ilaç grubu toplumda kabul edilen genel yargının aksine bağımlılık yapmaz. Bu ilaçları kullanan kişiler bu ilaçları kullanmak için bastırılamayan bir istek duymadıkları gibi ilaçlarını almadıklarında da yoksunluk belirtisi hissetmezler. Ancak hekim kontrolünde verilen bu ilaçların hekim tarafından kesilene kadar alınmaya devam edilmesi önemli noktalardan biridir. Bundan dolayı da hastaların kendi istekleriyle ilaçlarını birden kesmeleri beklenilmeyen etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Fakat yine bilinenin aksine hastaların hayatları boyunca kullanması gereken ilaçlarda değillerdir. Genellikle bir ile bir buçuk yıllık kullanımının ardından hekim kontrolünde kademeli olarak bırakılırlar. Depresyon hastaları bu tür bir ilacı depresyon belirtileri ortadan kalktığı anda bırakma eğilimi içerisinde olduklarından bu durum tedavinin devamı açısından büyük problemler doğurmaktadır. Eğer hastalar belirtiler ortadan kalktığında hemen ilacı keserlerse ve bu durumdan kaynaklı olarak belirtiler tekrar nüks ederse ilacın bir ile bir buçuk yıl boyunca tekrar kullanılması gerekmektedir.
Antidepresan ilaçlar kullanılmaya başlar başlamaz etkisini göstermez. Etkisini ilk kullanımdan sonra yaklaşık dört ile altı hafta sonra göstermeye başlar. Bundan dolayı da birçok hasta ilacın etkisiz olduğu düşüncesiyle ya ilaç kullanımını keser ya da hekime başvurarak başka bir ilaç kullanmak yönündeki isteğini dile getirir. Antidepresan ilaçlar genel kabul edilenin aksine mutluluk vermeye odaklı ilaçlar değildir. Depresyon belirtileri bulunmayan kişiler tarafından kullanıldıklarında kişinin mutlu hissetmesine yardımcı olmadıkları gibi beyinde bulunan madde düzeyine etki ederek olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bundan dolayı hekim kontrolü olmadan kullanılması hiçbir durumda önerilmez. Antidepresan ilaç kullanımı hastaların kişilik özelliklerini değiştirmediği gibi depresyon belirtilerinin gölgelediği gerçek kişiliklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Antidepresan ilaçlar sıklıkla depresyon belirtileri ortaya çıktığında kullandıkları gibi diğer bazı psikiyatrik hastalıklarla mücadele içinde kullanılabilir. Bu hastalıklar sosyal fobi, takıntı zorlantı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, yeme bozuklukları, kronik ağrılar ve panik bozukluktur.
Antidepresanlar klasik antidepresanlar ve yeni kuşak antidepresanlar olarak ikiye ayrılırlar. Klasik antidepresanlar, imipramin, mianserin, bupropion, klomipramin, moklobemid, amitriptilin, opipramol ve trazodon etken maddelerinden oluşmakta ve ticari açıdan farklı etiket isimleriyle piyasaya sunulmaktadırlar. Yeni kuşak antidepresan ilaçlar ise tianeptin, mirtazapin, paroksetin, fluvoksamin, venlafaksin, reboksetin, essitalopram, agomelatin, sertralin, fluoksetin, milnacipran ve sitalopram etken maddelerinden oluşmakta ve ticari açıdan farklı etiket isimleriyle piyasaya sunulmaktadırlar. Klasik antidepresanlar ve yeni kuşak antidepresanlar depresyon belirtilerini düzeltmek konusunda yaklaşık aynı etkilere sahip olmalarına rağmen yeni kuşak antidepresanlar daha az yan etkilere sahip olduklarından hekimler tarafından daha fazla tercih edilmektedirler.
Bütün ilaçlarda olduğu gibi antidepresan ilaçlarda da yan etkiler mevcuttur. Burada önemli nokta hekim kontrolünde bu ilacı kullanmak ve hekim tarafından yapılan tıbbi önerilere uymaktır. Klasik antidepresan ilaçlar, ağız kuruluğu, sersemlik hissi, uykululuk durumu, erkeklerde cinsel istek azalması, kabızlık, çarpıntı ve kilo alımı gibi yan etkilere sahiptir. Bu ilaçların kalp rahatsızlığı bulunan hastalarda kullanılması önerilmez. Yeni kuşak antidepresan ilaçlar, benzer yan etkilere sahip olmakla beraber bu yan etkilerin görülme sıklığı ve şiddeti daha azdır.